Orman alanlarında yapılacak madencilik faaliyetlerini düzenleyen yönetmelik, Resmi Gazete’de yayınlanan kararla yeniden düzenlenmişti. Resmi Gazete’de yayımlanan yeni yönetmelikle “Orman Kanununun 16’ncı Maddesinin Uygulanması Hakkında Yönetmelik’in” 29’uncu maddesinde düzenlenen “Kısıtlamalar ve istisnalar” başlığında da önemli değişiklikler yapıldı. Resmi Gazete’de yayınlanan karara göre, söz konusu maddenin 5’nci fıkrasının a, b ve d bentleri yürürlükten kaldırıldı. Bahsi geçen fıkranın a bendine göre, “Otoyol, bölünmüş yol, il veya ilçe yerleşim alanlarının ön görünümündeki 3 kilometre mesafede kalan orman alanlarında kalsit, dolomit, kalker, granit, andezit ve bazalt, kum ve çakıl, tuğla-kiremit, çimento kili, marn, puzolanik kayaç” ile ilgili madencilik faaliyetlerine izin verilmiyordu. Yeni yönetmelikle birlikte bu kısıtlama yürürlükten kaldırıldı. Bahsi geçen fıkranın b bendine göre, il ve ilçe yerleşim yerlerine en az 500 metre mesafede kalan orman alanlarında, yukarıda sayılı madencilik faaliyetlerinin yapılmasına izin verilmiyordu, ancak bu kısıtlama da yürürlükten kaldırıldı. Bahsi geçen fıkranın d bendine göreyse, deniz sahili ön görünümünde olup, kıyı kenar çizgisinden 5 kilometre mesafede kalan orman alanlarında da yine yukarıda sayılı madencilik faaliyetlerine izin verilmiyordu, bu madde de yürürlükten kaldırıldı. Yokedilmiş doğa görüntüsü demek artık estetik anlayışımıza ters değil diye okuyorum bunu. Karnı deşilmiş dağlara bakıp ne güzel ilerleme dediğin budur diyeceğiz.
Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nda yapılan değişiklikle, iki yıl üst üste işlenmeyen tarım arazilerinin kiraya verilmesinin önü açılmıştı. Söz konusu değişiklik, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmişti. Çiftçiler Sendikası da söz konusu değişikliğe dayanak olan “İşlenmeyen Tarım Arazilerinin Tarımsal Amaçlı Kiraya Verilmesine İlişkin Yönetmelik”in tamamının iptalini ve yürütmesinin de durdurulması istemiyle dava açmıştı. Yasadaki değişikliğinin de Anayasa’ya aykırı olduğu belirtilerek Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmasına karar verilmesi talebiyle Tarım ve Orman Bakanlığı’na karşı dava açılmıştı. Danıştay 10. Yasa değişikliğine göre, kanun hükmü Tarım ve Orman Bakanlığına mülkiyeti gerçek ve tüzel kişilere ait üst üste iki yıl süreyle işlenmeyen bütün tarım arazilerinin malikinin iradesi aranmaksızın rayiç bedelle kiraya verme yetkisi tanıyor. Danıştay, söz konusu değişikliğin mülkiyet hakkının özüne dokunduğunu, hukuki belirlilik ve ölçülülük ilkelerini de karşılamadığı, aynı zamanda yasama yetkisinin devredilmezliği ilkesini de ihlal ettiği sonucuna vardı. Yasa değişikliği öte yandan, malike kira sözleşmesinin koşullarına katkı ve itiraz hakkı da tanımıyordu. Danıştay, idarenin mülkiyet hakkına yapılacak müdahalelerde maliklerin durumdan haberdar olmalarını sağlama, maliki bilgilendirmek yükümlülüğü bulunduğunu hatırlattı. Yasa maddesinde, malike usuli bir güvence tanınmadı, malikin rızası aranmaksızın yapılan kiraya verme işlemiyle malikin hak arama hürriyeti ve etkili başvuru hakkının kısıtlandığı aktarıldı. Danıştay, kanun maddesinin bu haliyle belirli ve öngörülebilir nitelikte bir düzenleme içermediğini, mülkiyet hakkının kullanımının kontrolüne yapılan müdahalenin ölçüsüz olduğunu kaydetti.
İstanbul Milletvekili Evrim Rızvanoğlu, orman yangınlarının ve iklim krizinin doğada yarattığı yıkıma dikkat çekerek hükümete çağrıda bulundu. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yalnızca yangın bölgelerinde av yasağı ilan etmesini yetersiz bulan Rızvanoğlu, “Doğa bir bütündür. Yangın yalnızca alevin düştüğü yerde olmaz; bütün ekosistem etkilenir. O yüzden en azından bu yıl, bu sezon, av tamamen yasaklanmalı. Türkiye’nin dört bir yanında ormanlarımız yanıyor. Köylerimiz, insanlarımız, orman emekçilerimiz ateşlerle mücadele ediyor. Ağaçlarımız, kuşlarımız, böceklerimiz, yaban hayvanlarımız ise büyük bir yıkımın ortasında yok oluyor. Ama aynı anda, devletin bir kurumu, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, ihale üstüne ihale açıyor. Yaban keçisi, kızıl geyik, yaban koyunu… Parası olanın, ihaleyi kazananın kurşunuyla vuruluyor. Adına da utanmadan av turizmi deniyor. Düşünebiliyor musunuz? Hem doğayı kaybediyoruz hem de elde kalan canlılar, keyif için pazara çıkarılıyor. Yangında telef olan hayvanların yasını bile tutamadan, devlet onları satışa çıkarıyor” diye konuştu. Rızvanoğlu, “Geçenlerde Tarım ve Orman Bakanı çıkıp ‘Yangın bölgelerinde bu yıl avlanma yapılmayacak’ dedi. Doğru, ama yetmez. Çünkü yasak daralınca gözler başka bölgelere çevrilecek. Avcılar baskıyı oralara taşıyacak” dedi.
Bir hatırlatma ile bitirelim. Apaçık Radyo’nun da ortakları arasında bulunan Next Economies Summit 2025 yani Gelecek Ekonomiler Zirvesi, 15 gün sonra yani 12-14 Eylül 2025 tarihleri arasında, İstanbul Kadir Has Üniversitesi'nde gerçekleşecek. Türetim Ekonomisi Derneği ve Kadir Has Üniversitesi Enerji ve Sürdürülebilir Kalkınma Merkezi tarafından düzenlenen küresel zirve iklim değişikliği, biyolojik çeşitlilik krizi ve sosyal adaletsizlik gibi sorunların köküne iniyor. Yani mevcut ekonomik sistem. Oysa gelecek ekonomiler bugün var. Gelecek ekonomilerin yaygın ve uygulanır olması gerektiğini anlatacak olan Next Economies Summit 2025’e kaydolmak için nexteconomies.net adresini ziyaret edebilirsiniz. Yaşanır bir dünya inşası için nexteconomies.net.